
Türk aile şirketleri, kurallar ve sistemler üzerine inşa edilmediğinde hem iş dünyasında hem de aile içinde ciddi sorunlarla karşılaşır. Bir şirket kurallarla yönetilmelidir. Kurallar yoksa kaçınılmaz olarak kuralsızlık hakim olur. Türk aile şirketleri için bu kurallar yalnızca iş süreçleriyle sınırlı kalmamalı aynı zamanda aile içi ilişkileri de kapsamalıdır. Aksi takdirde aile içinde çatışmalar, kırgınlıklar ve huzursuzluklar kaçınılmaz olur. Şirket tarafında ise nitelikli insanlar uzun süre kalmaz, gelenler çabuk gider, kalanlar da zamanla verimsizleşir.
Zamanla farkına varırsınız ki sizinle çalışmanın ne anlama geldiğini bilen yetenekli insanlar artık kapınızı çalmaz. “Çalıştıracak insan bulamıyoruz” cümlesi bu sürecin en acı çıktısıdır. Oysa sorun insanlarda değil sistemin olmayışındadır.
Yönetişim Olmadan Gelecek Planı Kurmak Mümkün Değil
Patronlar çoğu zaman “aslında bizim önümüz çok açık” der. Ancak bu hedefler, sadece niyetle değil sistemle mümkündür. Çocuklar şirkete dahil oldukça sorunlar büyür. Ortaklıklar varsa aileler arası eşitsizlik daha görünür hale gelir.
Bu noktada tecrübeyle söylüyoruz: Türk aile şirketlerinin büyük çoğunluğu sonraki nesillere sağlıklı şekilde devredilemiyor. Ve bu, istatistiklerle sabit bir gerçek. Ama bu hep böyle olmak zorunda değil.
Kurumsallaşma mı, Yönetişim mi?
Kurumsallaşma kelimesi kulağa iddialı gelebilir ama işin özü kurumsal yönetişimdir. Bu süreç şirketin ilk günden itibaren başlaması gereken bir kültürdür. Ürün sattığınız ilk gün, ilk hammaddeyi makineye koyduğunuz an itibariyle bu zihniyetle hareket etmeniz gerekir.
Yönetim bilimini derinlemesine bilmeniz gerekmez. Ama bu vizyona sahip olmanız şart. Danışman ihtiyacınız olup olmadığını ise ancak kendinize şu soruyu sorarak anlayabilirsiniz: “Bu süreci tek başıma yönetebiliyor muyum?”
Yönetemiyorsanız bütçeniz dahilinde danışmanlık alın, eğitimlere katılın, kaynaklar okuyun. Şirket büyüdükçe bu yatırımlar görünmez hale gelir, etkisi ise kalıcı olur.
Neden Her Şirket Yönetişimle Başlamalı?
Benim ilk kitabımın adı “Aile Şirketiniz Batmasın”. Çünkü gerçekten istemiyoruz batmanızı. Ama her şirket yaşayacak diye bir kural yok. El değiştirmek, kapanmak, küçülmek sistemin doğal parçalarıdır. Yönetilemeyen bir şirket hem çalışanına hem müşterisine zarar verir. O yüzden felsefi olarak da sürdürülemez.
Ancak, sizin için bu şirket değerliyse ona sahip çıkmak sizin sorumluluğunuzdur. Ve bunu ancak modern yönetim anlayışıyla, bilimsel bilgiyle ve adaletle gerçekleştirebilirsiniz.
Gerçek Patronluk Sorumluluğu Üstlenmekle Başlar
Patron olmak sadece iş kurmakla olmaz. Sorumluluk almaktır. Türk aile şirketlerinin güçlü yönleri kadar, yeniden yapılanmaya açık tarafları da vardır. Şirketinize sahip çıkın. Çünkü onu geleceğe taşıyacak olan kurduğunuz sistemdir, kişi değil.
Sevgiler,
Tunç Vidinli