fbpx

Neden Veliaht Koçluğu?

Veliaht Koçluğu dendiği zaman aile işletmelerinin genellikle ilk aklına gelen, bu hizmetin ailenin bir sonraki bireyleri için olduğudur. Yanlış sayılmaz fakat bir sonraki nesille sınırlı bir çalışma değildir Veliaht Koçluğu.

Farkında olunması gereken  önemli bir ayrım var:

  1. Gelişmek
  2. Değişmek

Değişmek kolay değildir. İnsan davranışlarının değişmesi için yaşama dair tutumlarınızı, iş hayatına bakış açınızı değiştirmeniz gerekir. Dünyaya bakma biçiminizi değiştirdikten sonra aynı konulara daha farklı yaklaşır, daha özgün kararlar alırsınız.

Kurumsallaşmakta güçlük çeken firmaların patronlarının çok temel ortak özelliğidir değişime direnmek. Şirketlerinde işlerin değişmesini isterler ama şunu hep unuturlar. Balık baştan kokar, at binene göre kişner.

İşin özü benim yönettiğim şirkette işler değişsin ama ben değişmeyeyim. Bir düşünün. Kaptana, buzdağı var, hızını düşür, dümeni kır diyorsunuz ama o bunu saçma buluyor. 

Değişmek kolay değildir.  Davranışlarınızın değişmesi için yaşama dair tutumlarınızı, iş hayatına bakış açınızı değiştirmeniz gerekir. Dünyaya bakma biçiminizi değiştirdikten sonra aynı konulara daha farklı yaklaşır, daha özgün kararlar alırsınız.

Kurumsallaşmakta güçlük çeken firmaların patronlarının çok temel ortak özelliğidir değişime direnmek. Şirketlerinde işlerin değişmesini isterler ama şunu hep unuturlar.

Balık baştan kokar, at binene göre kişner.

Önerilen Yazı:  Aile şirketleri veliahtlarının iş sırasında eğitimi

İşin özü benim yönettiğim şirkette işler değişsin ama ben değişmeyeyim. Bir düşünün. Kaptana, buzdağı var, hızını düşür, dümeni kır diyorsunuz ama o bunu saçma buluyor.

Tavsiyeyi vereni yetersiz, bilgisiz buluyor.

Cevap hiç şaşmaz: Bu gemide işler öyle bildiğin şekilde gitmez, hız düşürülmez, dümen kırılmaz. Sonra gemi buzdağına çarpıyor, suçlu ise ya buzlar ya da önlemini almayan diğerleri. Artık ne önlem alacaklarsa?

Ailesinden devraldığı işe yenilik getiremeyen, aynı işi eski yöntemlerle sürdürmeye çalışan gençlerin başarısız olduklarına defalarca şahit oluyoruz. Yani değişim kaçınılmaz.

Şimdi burada o değişimin zorluğunu da anlamak gerek.

Yiğidi öldür, hakkını yeme. Eski alışkanlıklarıyla önceki neslin işi kurup bir büyüklüğe getirmiş olmaları bir başarıdır. O başarıyı getiren de şu an kabul görmeyen, her ne kadar artık değişmesi gerekse de eski alışkanlıklardır. Bunu kesinlikle yadsımıyoruz.

Gelişmeye iki açıdan bakmanız mümkün.

“Değişimi gerçekleştirecek yaşı çoktan geçtim ama bu önümdeki yeni yola gelişim olarak bakabilirim.” diye düşünebilirsiniz. Eğer böyle bakıyor ve gereken adımları atabiliyorsanız ne ala. Ya da başka bir açı ile bakıp ben hayatın başındayım ya da bilmediğim çok şey var, benim gelişmeye ihtiyacım var diyebilirsiniz.

Neticede ikisi de aynı yere varır. İstediğiniz gibi bakabilirsiniz. Ama değişim ya da gelişim, adına ne derseniz deyin, kurumsal bir şirket yönetimine geçiş için işlerin, eskiden olduğundan daha farklı ve daha çeşitli yöntemlerle yürütülmesini gerektirir.

İşte aile işletmelerinde kurumsal dönüşüm adına hangi adımların atılacağı kadar kimin de adım atacağı bu yüzden çok önemlidir.

Unutmamak gerekir ki balık baştan kokar, at binene göre kişner…